Tatil için çok tercih edilen bir şehir Antalya. Otele gelip, denize girmek dışında bir şeyler yapmak istediniz. Mesela mutfağını tatmak! Antalyalı bir arkadaşınıza sorduğunuzda tabii ki de size ilk söyleyeceği şey: Piyaz!
Başlık aslında “piyaz” olacaktı fakat siz şimdi başlığı görüp “abi, fasulye, piyaz işte, salata yani.” falan deyip beni kızdıracaktınız. O yüzden başlığı öyle attım. Ancak şunu bilin ki; piyaz bir Antalya imalatıdır, tahinlidir ve çok güzeldir. Piyaz diye yediğiniz salatalar ise birkaç farklı türden oluşan ama kesinlikle özel bir sos bulundurmayan şeylerdir ve piyaz adına leke düşürmektedir. Neyse niye bu kadar sinirlendiysem, tek derdim sizi aydınlatmak, bir şeylerin farkına varmanızı sağlamak.
Sene 1933, Sami amcamız çıkıyor, yeni bir tat arıyor ve piyazı buluyor. Bunu beş farklı bilinen maddeyi karıştırarak bir sos elde ederek yapıyor. Bu karışımda tahin, (Toroslarda yapılmış, özel olması çok önemlidir.) zeytinyağı, (yine ev yapımı olması tadını güzelleştirir), limontuzu, sarımsak ve sirke bulunmakta. Şimdi hepinizin aklında şu soru var: Bu karışım nasıl güzel bir şey olabilir? (bu Antalyalılar deli)
İnanamayacaksınız ama, bu karışım öyle güzel oluyor ki, bir tabak, iki tabak falan derken duramıyorsunuz. Bir de şişirmiyor. Cennet meyvesi dedikleri şey bu olabilir. Hatta kesinlikle bu. Bu o kadar güzel bir şey ki, piyaz diye ezdiğiniz şey Antalya’da ana yemek olarak yeniyor.
Piyazın sosu dışında içinde neler olmalı der gibisiniz. Cevaplayayım: Fasulye, haşlanmış yumurta, domates, soğan, maydanoz. (maydanoz çıkartılabilir. Fakat çıkartarak büyüsünü bozmayın.)
Bunun dışında piyazın güzeli nerede yenir diye merak ediyorsunuzdur. Onun içinde 3 yer önerisi yapacağım.
Antalya’da piyazın ilk yapıldığı yer. 1933 yılında kurulmuş. Karışımda 10 farklı madde kullanıyor. Tadı bana göre en iyi olan yer burası. Valiliğin sağ tarafında, sahafların hemen orada. Kitap Kurdu’nun yanı, Nabu Sahaf’ın karşısı. Ayrıca bir esnaf lokantası olması, insanın daha çok ilgisini çekiyor. Canım çekti. Buraya gönderdiğimiz bir çok arkadaşımız çok memnun kaldı. Ki hiç biri daha önce piyaz yememişti. Ne zaman karşılaşsak muhabbeti dönüyor şimdi. Piyaz da piyaz. Öyle bir şey işte. (Giderseniz Recep abi ile İzzet dayıya selamımı söyleyin)
Piyazcı Ahmet
Piyazcı Ahmet ise piyazın bir başka evi. Güllük caddesinin hemen arkasında, Bahçelievler tarafında bulunan bir diğer efsane piyazcı. Zamanında Vedat Milor‘un bile dikkatini çekmiş bir mekan burası.
Piyazcı Mustafa
Şu günlerde eski tadını kaybetse de, markalaşmış yerlerden uzak durayım dedim ve listeye onu da ekledim. Piyazcı Sami’nin çırağı olan ve ardından kendi yerini açan piyazcı Mustafa. Sami ve Ahmet’e göre tadı zayıftır ama yine de deneyebilirsiniz. İsmetpaşa caddesinden Işıklar’a çıkmadan Metod Dershanesi var, onun hemen arkasında.
İşte böyle arkadaşlar. Antalya’ya gidip piyaz yemezseniz büyük bir hata yapmış olursunuz. Yiyin, deneyin, sonra da bize teşekkür edin. Sağlıcakla kalın.
Mehmet Erhan Üras
Share this Post