Gastronomi beslenen bir varlık olarak insanla ilgili her şey üzerine kurulmuş bir bilimdir. Amacı insanların mümkün olan en iyi beslenme yöntemiyle hayatta kalmasını sağlamaktır[i].
Anthelme Brillat-Savairin, “Physiologie du goût”
Yemek yemek tarım kültürüne ait bir eylemdir. Yemek yiyerek tohum ekimi ve bitkilerin yetişmesiyle başlayan bir döngünün sonuna gelmiş oluruz. Maalesef toplumun büyük bir kısmı yemek yemeye devam etmesine rağmen bu gerçeğin farkında değil[ii].
Wendell Berry
ODTÜ Gastronomi Topluluğu, 24 Şubat Pazartesi günü, Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği’nden Güneşin Aydemir ve Doğal Besin-Bilinçli Beslenme Grubu (DBB) ve Tahtacıörencik Doğal Yaşam Kolektifi (TADYA)’dan Ceyhan Temürcü ile gıda toplulukları kurmanın önemi üzerine lezzet ve gerçek gıda ilişkisini tezgaha koyarak bir söyleşi gerçekleştirecek. Malzememiz epeyce bol olduğundan, gastronomi, lezzet ve gerçek gıdanın geleceği üçgeninde, gıda topluluğu kurmanın önemi ve gerçekleştirilecek olan söyleşi üzerine kısacık giriş notları düşmenin faydası var.
Gastronomi kelimesi Yunanca’da gastros (mide) ve nomos (yasa) sözcüklerinin birleşmesinden oluşur ve “sağlığa uygun, iyi düzenlenmiş, hoş ve lezzetli yemek düzeni ve sistemi, kısaca yeme-içme ve sofra kurma bilim ve sanatı”[iii] anlamına gelir. Gastronominin başrolünde yer alan yemek ise sadece karın doyurmak veya kişinin biyolojik ihtiyaçlarını karşılamak için tüketilen lezzetli ve/ veya sağlıklı gıdayı temsil etmez; coğrafyanın, kültürün, ekonominin ve politikanın kesiştiği noktada yerini alır. En önemlisi de kişinin yemek ile kuruduğu ilişki, kişinin kendisini tanıması ve tanımlamasının bir başka yoludur. Yemek ve yemek yeme eyleminin bireysel ve toplumsal önemi geçtiğimiz otuz yılda küreselleşme, küreselleşmeye bağlı olarak tüketim kültürünün yaygınlaşması ve çevre ve gıda hareketlerinin ortaya çıkmasının yanı sıra yeme-içme pratiği ve gıda ile ilgili yapılan akademik çalışmalarla her geçen gün biraz daha gün yüzüne çıkmaktadır. Tüm bu gelişmelerin akabinde ise tükettiğimiz ve Slow Food hareketinin kurucularından, Petrini’nin deyimiyle “türettiğimiz”[iv] gıdayı tanıma, gıdanın üretim süreçlerini anlama ve yaşama eskiye oranla oldukça önem kazanmakta. İşte tam bu noktada, gıda toplulukları kurma, yalnızca, yemek meraklıları, lezzet düşkünleri ve yemeği sadece besin olarak değil de bir hayat tarzı -hatta bireylere ve toplumlara dayatılan, birey ve toplum sağlığını gözetmeyen, hızlı tüketime dayanan, biyoçeşitliliği göz ardı eden gıda politikalarına bir karşı duruş- olarak karşımıza çıkıyor.
Gıda mirasını korumak ve sürdürülebilirliğe katkı sağlamak üzere yola çıkan bir gıda topluluğu temelde, yemek, tarım, gelenek ve kültür ögelerini merkeze alarak yerel bir ekonomi oluşturmayı amaçlayan, küçük ölçekli üreticiler ve çiftçilerden oluşur. Böylelikle, gıda toplulukları kuruluş felsefeleri gereğince benimsedikleri, “iyi, adil ve temiz gıda” prensipleriyle hem lezzeti ve gerçek gıdayı soframıza taşımaya araç oluyor hem de lezzetin ve gıdanın tanımlarını yeniden düşünmemizi sağlıyorlar[v].
ODTÜ Gastronomi Topluluğu tarafından gerçekleştirilecek olan söyleşi ise yukarıda bahsedilen ufak nüvelerin doyurucu bir tartışmasını sunacak bizlere. Kuruluş felsefesinin arasında bireylerde ve toplumda ekolojik yaşam duyarlılığı ve bilinci oluşturmak olan Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği’nden[vi] Güneşin Aydemir, söyleşide, gıda topluluklarını kurmanın önemi anlatmanın yanında, Buğday’ın yürüttüğü, bünyesinde gıda topluluklarının desteğini taşıyan, dördü İstanbul’da, diğer dördü Meram, Seferihisar, Kayseri Kocasinan ve Burhaniye’de olmak üzere toplamda beş şehirde, sekiz pazarla bizlere ulaşan %100 Ekolojik Pazar projesi örneğini paylaşacak.
Gerçek gıdaya ulaşmak isteyen bireylerin, doğa dostu yöntemlerle üretilen, sağlıklı gıdaya aracısız şekilde ulaşmasını hedefleyen; aynı zamanda, topluluk destekli üretim biçimlerini destekleyen bir “katılımcı-onay sistemi” olan Doğal Besin- Bilinçli Beslenme Grubu (DBB) ve bir DBB üreticisi olan TADYA’dan[vii] Ceyhan Temürcü ise söyleşide, topluluk-destekli üretim modellerinden, katılımcı onay sistemlerinden, doğal gıdaya aracısız erişimle ilgili fırsatlardan ve zorluklardan bahsedecek. Ankara kırsalında bir üretici kolektifi olan TADYA girişimine de söyleşide yer verilecek. Bunlarla birlikte, gıda toplulukları içindeki farklı rollerin (kolaylaştırıcı, üretici, türetici/eş-üretici, alıcı) bakış açısından deneyimlerimi, ayrıca öngörülerini ve hayallerini bizlerle paylaşacak.
Şimdiden sizler için doyurucu, sağlıklı ve leziz bir söyleşi olması umuduyla..
Konuşmacılar hakkında…
Güneşin Aydemir
Hacettepe Üniversitesi Biyoloji Bölümünden mezun oldu. Öğrencilik yıllarından bu yana doğa koruma, ekolojik modelleme projelerinde gönüllü ve çalışan olarak yer aldı. Türkiye Tabiatını Koruma Derneği, Ankara Kuş Gözlem Topluluğu, Doğal Hayatı Koruma Derneği, Sualtı Araştırmaları Derneği’nde çalıştı. Doğa Derneği’nde yönetim kurulu üyeliği yaptı. 2002 yılından bu yana aktif olarak Buğday Derneği’nde yürütülen çalışmaların mutfağında çalışıyor, ekolojik dönüşüme dayalı bir yaşamın kurulması için hizmet ediyor. 2007’den bu yana bir grup Buğdaygil ile birlikte Kazdağı’ndaki kırsal merkeze taşındı. Yeşil Atlas’ın editörü ve Ankara’lı.
Ceyhan Temürcü
Doğal Besin-Bilinç Beslenme Grubu (DBB) moderatörlerinden. Tahtacıörencik Doğal Yaşam Kolektifi’nin (TADYA) kurucularından ve Tahtacıörencik köyünde doğayla uyumlu bir yaşamı ve üretim pratiklerini uygulayıp, yaygınlaştırmaya çalışan, Kır Çocukları’nın beş üyesinden biri.
Berna Çol
[i] Petrini, Carlo, Padovani, Gigi, Slow Food Devrimi, Sinek Sekiz Yayınevi, 2011, s. 249
[ii] A.g.e., s. 261
[iii] Tez, Zeki, Lezzetin Tarihi, Hayy Kitap, İstanbul, 2012, s.9
[iv] Petrini, Carlo, “Terra Madre’den Sesler: Gıda Toplulukları”, Tohum ve Gıdanın Geleceği Üzerine Manifestolar, derleyen: Vandana Shiva, Sinek Sekiz Yayınevi, 2012, sf. 13-25
[v] Gıda topluluğu terimi ilk olarak Slow Food hareketince kullanılmıştır. Bu terim, hareket bünyesindeki Terra Madre (Toprak Ana) oluşumunu tanımlamak ve iyi, temiz, adil gıda felsefesine dayanır: İyi: kişinin damak tadını tatmin edecek, yerel mutfağa ve kültüre önem veren, mevsiminde kullanılan taze ve lezzetli besinlerden oluşan gıda ; temiz: biyoçeşitliliğe, doğaya ve doğada yaşayan canlı türlerine zarar vermeden, hayvanların refahı ve insanların sağlığı gözetilerek üretilen ve tüketilen gıda ; adil: tüketici için ulaşılabilir fiyatlara ve üretici için adil fiyatlandırmaya dayalı gıda politikasıdır. Daha fazla bilgi için: http://www.slowfood.com/international/2/our-philosophy ve http://slowfood.com/international/10/terra-madre web sitelerini ziyaret edebilirisiniz.