Ne Yedik Be: Boğaziçi Lokantası

Yemek yemeyi seven iki kafadar olarak öncelikle herkese merhabalar demek istiyoruz. Birçoğumuz gibi biz iki arkadaş değişik lezzetler tatmayı seven, bir yemeğin en güzelini arzulayan basit insanlarız. Bize gurme demek pek mümkün değil. Ancak bir arkadaşımızdan alıntı yapmak gerekirse biz eğer bir yemekten zevk almazsak doymuyoruz. Biliyoruz ki bir çoğunuz da bizim gibi. Bu yüzden karar verdik ve kendimiz gibi olan arkadaşlara bir güzellik olsun diye bu yazıları yazmaya başladık. Bu yazı dizimizin ilk bölümü Boğaziçi Lokantası.

b1

Boğaziçi Lokantası

Boğaziçi lokantası Ankara’nın en meşhur mekanlarından. 1956’da Mehmet Recai Boyacıoğlu tarafından Ulus’ta Denizciler Caddesi üzerinde kurulan Boğaziçi Lokantası, aslen bir esnaf lokantasıdır. Günümüzde biraz bu görüntüsünden kaymış olsa da hala bir esnaf lokantasını esnaf lokantası yapan muhteşem çorbalarını menülerinde görebilirsiniz özellikle de kelle paça çorbası. Ancak artık neredeyse en lüks restoranlar kadar nezih görünmektedir. Mekan birkaç “gurme” tarafından ziyaret edilince popülerliği katlanmış; onlar da çıtayı biraz yükseltmişler belli ki. İfadelerimizden anlayacağınız üzere bu bizi biraz üzdü çünkü ne de olsa öğrenciyiz bir yerde yemek yerken ambiyansın fiyatları etkilemesi hayatı biraz zorlaştırıyor. Neyse mekana dönersek, mekan eski olduğu için hakkında bolca hikaye mevcut. En meşhur hikayeleri de Bülent Ecevit’in mekandaki daimi masası. Söylenene göre Bülent Ecevit sık sık mekana uğrar ve hep aynı masada yemek yermiş. Neyse şimdi biraz da biz ne yedik ondan bahsedelim. Biz tatlı olmadan doymayan tipler olduğumuzdan çorba ile başlamadık ama kokusu bile çok hoştu doğrusunu söylemek gerekirse.

Mekana girince camekanın arkasında sıra sıra dizili duran çeşitli sulu, tencere yemekleri ve tatlılar ilk bakışta dikkat çekiyor. Biz de bu yemeklere bir göz gezdirdikten sonra kararımızı veriyoruz. Ben (Muammer) menüden bir şey söylemek yerine günlük spesiyallerden söylemeyi tercih ettim. Bu spesiyal de “Beşamel Soslu Kuzu İncik”ti. Aslında safranlı pilavlı kuzu inciği çok güzel yaptıklarını duymuştum ancak o gün spesiyallerinde bu olmadığı için bana kısmet olmadı umarım size olur. Yemeğe dönmek gerekirse, yemek yediğim en güzel kırmızı et yemeklerinden biriydi. Et çok yumuşak ve suluydu, sosu mükemmeldi eksik tek bir tarafı varsa porsiyonun bana küçük gelmesiydi. Ama kesinlikle verdiğim ücrete değerdi buna hiç şüphe yok. Yemeği yedikten sonra anlatıldığı kadar varmış dedim.

 

b2
Beşamel Soslu İncik

Ben (Arif) Ankara’ya özgü bir yemek olarak görünse bile her yerde sıklıkla karşımıza çıkmadığı için ve gitmeden önce okuduğum tavsiye niteliğindeki yazıları göz önünde bulundurarak biraz daha düz bir politika izledim ve “Ankara Tava” yemeyi tercih ettim. Üzerinden oldukça zaman geçmesine rağmen etini hala gözümde canlandırabiliyorum. Daha çatalla dokunduğum an parçalanan, ağızda dağılan, yumuşacık bir eti vardı. Tek eksik yanı çok kemikli olmasıydı diyebilirim, bunu da benim şanssızlığım olarak kabulleniyorum, o lezzetin yanında. Bunun yanı sıra normalde çok fazla pilav seven ya da tercih eden biri olmama rağmen kabul etmeliyim ki pilav da oldukça güzeldi. Pirinçler resimde de görüldüğü gibi tane tane ve tam kıvamında pişmişlerdi. Tereyağı da damakta bıraktığı tadı ve kokusu ile gerçekten beni benden aldı.

b3
Ankara Tava

b4
Ekmek Kadayıfı

Yemekten sonra yine Boğaziçi Lokantası’nın meşhur ayva tatlısını yemek istedik, ancak o zaman ayvanın mevsimi olmadığından yapamıyoruz cevabını aldık. O zaman yine çok güzel görünen kaymaklı ekmek kadayıfını söyledik. İki tatlı düşkünü olarak şunu söyleyebiliriz ki tatlı tam anlamıyla on numaraydı. Kaymağın kıvamına, kadayıfın lezzetine tek bir kelime diyecek yoktu. Özellikle her çatal darbesinde tatlıdan akan sos gözlere de müthiş bir ziyafet veriyordu. Tatlımızı da yiyince artık doyduk. Her ne kadar esnaf lokantalığından vazgeçmiş gibi gözükseler de güzel demlenmiş çaylarımız yemekten sonra hemen geldi. Biz daha çayları yudumlarken “Ee, bir daha ne zaman buraya geliyoruz?” “Bir dahakine ne yesek acaba?” demeye başladık. Tabii şimdi acı gerçeklerle yüzleşme zamanı. Burada yediğimiz bu yemek ne yazık ki bir öğrencinin her zaman yiyebileceği türden bir yemek olmadı. Şunu söylemek gerekirse üç kişi neredeyse üç haneli bir hesap ödedik. Bu fiyat her ne kadar çok gözükmese de mekanın ambiyansının da fiyatın içinde olduğu kesin. Ambiyanstan da biraz bahsetmek gerekirse gayet temiz, tertipli ve lüks gözüken bir hava yakalamışlar. Hatta oldukça temiz ve tertipli olmuş düğün salonlarını andırıyor içerisi. Serviste anlatılacak pek bir şey yok açıkçası, biz gayet memnun ayrıldık.

b5
İç Mekan

Yazıdaki fotoğraf eksikliği için özür dileriz, şimdiye kadar pek fazla fotoğraf çekme alışkanlığımız yoktu ne yazık ki ama bundan sonra her gittiğimiz yerde sizin için de fotoğraf almayı asla unutmayacağız.

-Muammer Kozan                   Arif Can Güngör

 

Eğer bir puanlama yapmak gerekirse:

Lezzet: 5/5

Fiyat/kalite:5/5

Ambiyans:4/5

Adres: Denizciler Cad. No:1/A Ulus ANKARA

www.bogazicilokantasi.com.tr

Share this Post

Leave a Comment