Ankara’nın dört bir yanını sandviç dükkanları sarmaya başlamışken bir sandviç tadımı yapmanın zamanı gelmiş de geçiyordu bile. İşte tam da bu yüzden sandviç tadımı için Tunus caddesindeki Hoop Sandwich’in yolunu tuttuk.
Tadımımızın nasıl geçtiğine ve sandviçlerin lezzetine değinmeden önce sandviç ismi nerden gelmiş, nasıl bulunmuş bu pratik yiyecek ondan bahsedelim istiyorum yani kısaca “Ne demek sandviç? ” 🙂
Sandviç isminin kökeni İngilizce’deki “sandwich”‘tir. Dünya haritasına baktığımızda Sandwich adına sahip iki tane ada grubunu görebiliriz; bunlardan biri Atlas Okyanusunun güneyinde, diğeri Hawai’dedir. Fakat sandviçe adını veren İngiltere’de Kuzey Denizi yakınında, Ortaçağın beş büyük limanından biri olan Sandwich kasabası imiş. Bu kasabanın dördüncü Kontu Montagu’nun biraz kumara düşkünlüğü varmış efendim, yemek yemek için bile masadan kalkmak istemezmiş işte bu yüzden hizmetlileri ona iki ekmek arasına koydukları eti servis ederlermiş. Böylelikle Montagu bir yandan yemeğini yerken bir yandan da oyununu oynamaya devam edebilirmiş. Bu yiyecek de Montagu’nun yaşamı ile birlikte meşhur olmuş ve onun kontu olduğu yerin adı ile anılmaya başlamış. Hatta Montagu’nun doğum günü olan 3 Kasım bazı yerlerde ‘sandviç günü’ olarak kabul edilmiş ve kutlanmaya başlamış. 🙂
Bu kadar ek bilginin ardından gelelim tadım etkinliğimizin detaylarına. Biz Hoop Sandwich’de dört farklı sandviçi tattık. Bunlar; BuffaloSteak (rock&rolla), Somon (fosforus), Füme&Wasabi (dünya kupası) ve Yeşil (hafifli mafifli).
Biz tadım yolculuğumuza Füme&Wasabi ile başladık. Dana füme, kırmızı biber, rus salatası, sebze sote, iceberg, wasabi ve kaşar peynirinden oluşuyor Füme&Wasabi temelde. Şarküteri ürünleri içeren sandviçleri sevenler için kesinlikle denenmesi gereken bir lezzet bence. Ne hafif, ne ağır tam orta karar bir sandviç Füme&Wasabi; yani öğlen/ öğleden sonra ansızın beliren açlık için ideal 🙂
Sıradaki lezzetimiz vejeteryanlar ve hafif tadlar arayanlar için gelsin o zaman; Yeşil yani namı-ı diğer Hafifli Mafifli Sandviç. İçerisinde sebze sote, cherry domates, zeytin ezmesi ve mozzarella peyniri var. Gayet hafif ve çok lezzetli bir sandviç, yedikten sonra kesinlikle ağırlık hissetmezsiniz. Gruplandırmak gerekirse kahvaltı yada öğlen saatleri için ideal bence. Yanında taze sıkılmış portakal suyuyla enfes olacağını düşünüyorum 🙂
Bir sonraki sandviçimiz deniz mahsülleri grubundan Somon (Fosforus). Balık sevenlerin kaçırmaması gereken leziz bir sandviç, içindekiler ise isminden de anlaşıldığı üzere somon, roka, lime suyu ve zeytin ezmesi. Yerken balık ekmek yediğinizin izlenimine kapılmanız olası nitekim bizde öyle oldu. Bize verilen bilgiye göre, somonun yağlı bir balık olmasının verdiği ağır tadı hafifletmek için somonu wok tavada lime suyu ile soteleyerek o tadın yumuşamasını sağlıyorlarmış.
Gel gelelim son sandvicimize, BuffaloSteak (rock&rolla). Kontrfile et, taze soğan, çedar peyniri, turşu, roka, iceberg, mayonez ve buffalo sos ile hazırlanıyor. Tam akşam yemeklik ideal bir sandviç, yedikten sonra mutlu ve doymuş bir şekilde ayrılmanız kuvvetle muhtemel 🙂 Diğer tattığımız sandviçlere göre biraz daha yoğun bir tadı var ve diğerlerine oranla daha ağır fakat masanın genel kanısı en çok sevilenin bu olduğu yönündeydi 🙂
En çok sevdiğimden aza doğru bir sıralama yapmaya kalktım fakat başarılı olamadım. Her biri kendi kulvarında gayet başarılı lezzetler bence, o günkü ruh halinize göre seçmenizi öneririm 🙂 sandviçlerin dışında bize ikram ettikleri tarçınlı karanfilli çay da yemeğin üzerine çok iyi geldi, e malum biraz fazla yedik 🙂 tarçınlı karanfilli çaylarını da gerçekten başarılı buldum, her ne kadar çay konusunda biraz muhafazakar olsam da bu çayın aroması gayet kıvamındaydı ve beni hiç rahatsız etmedi 🙂
Uzun lafın kısası diğer birbirinden leziz sandviçleri denemek için Hoop Sandviçe bir uğrayın derim. Bu arada, GastroKart’a %25 indirimleri olduğunu da hatırlamak gerek 😉
-Ülkü BATUROĞLU