Arkadaşlar merhabalar. Bu yazımızda sizlere Hatay Mutfağı tadımımızı anlatacağız. Gitmeden birkaç hafta önce bazı arkadaşlarımızdan çok olumlu yorumlar ve tavsiyeler almıştık. En sonunda herkese uygun olan bir tarih belirlendi ve sekiz obur çıktık yollara.
Gittiğimizde çok samimi bir şekilde karşılandık. Masamız hazırdı ve hemen sofraya oturduk. Oturunca raflardaki zeytinler, nar ekşileri, zeytinyağları, peynirler, balkabakları hemen dikkatimizi çekti. Tabii ki onlar da Hatay’dan geliyormuş. Büyük ve küçük boy satılmalarının yanında çok güzel bir dekor olmuştu, bayıldık.
Çok zaman geçmeden mezelerimiz ve çorbalarımız geldi. İlk olarak Borani çorbasını tattık. İçinde baskın olarak tuzlu keçi yoğurdu, ıspanak, nohut, kuşbaşı et, sarımsak, biber ve çeşitli otlar bulunuyordu. Başta çok değişik gelse de daha sonra alıştık ve hepsini içtik.
Daha sonra içinde biber salçası, zahter, çökelek ve daha bir sürü malzeme bulunan, katıklı ekmek dedikleri bir çeşit fındık lahmacuna benzeyen -ama etsiz- küçük, yuvarlak, çıtır çıtır ekmekcikler geldi. Bana biraz soğuk geldi, daha sıcak olabilirdi; yine de çok lezzetliydi.
Ardından mezelere yoğunlaştık. Humusu çok sevmeyen biri olarak, humuslarını çok beğendim. Yediğim en iyi humustu diyebilirim. Sonra içinde köz patlıcan, biber, ceviz, domates ve boool nar ekşisi olan Abagannuş geldi. Diğer patlıcan salatalarından farklıydı. Hatay’a özel aroması vardı sanırım, ona da bayıldık. İçinde çökelek, taze nane, çörekotu, zeytinyağı bulunan çökelekli salataları da çok lezzetliydi. Biberden yapılan Muhammara tam ekmeğin üstüne sürüp yemelikti, enfesti.
Favori mezelerimden biri olan tuzlu yoğurt salatası süzme yoğurttan yapılıyormuş. Gerçekten çok başarılıydı. Sonra mercimekli bulgur pilavını, acılı ezmeyi ve turşuları tattık.
Sıra ana yemeklere gelmişken zaten doymak üzereydik; ama Hatay kebapları için yerimiz vardı. Bir porsiyonu dörde bölünmüş şekilde dört ana yemekten de yedik: kağıt kebabı, tepsi kebabı, belen tava ve zırh kebabı. Kağıt kebabı ve tepsi kebabı birbirine çok benziyordu.Baharatları, eti, domates-biberiyle ikisi de şahaneydi.
Tepsi Kebabı
Zırh kebabının görünüşü aynı Adana kebaba benziyordu; fakat tattığımızda farklılıkların olduğunu gördük. Zırh kebabının içinde zırhta çekilmiş et, ceviz, biber salçası, maydanoz, nane, soğan, sarımsak, kimyon, karabiber varmış. Tadının şahane olması da cabası.
Ardından belen tava geldi. Aynı sac kebabına benziyordu; fakat güveçte, daha sulu ve bol baharatlıydı, farklı bir aroması vardı.
Belen Tava
Bütün her şeyi sildik süpürdük, artık hiçbir şeye yer kalmadı derken Hatay künefesi geldi. Hatay sofrası derken künefesini de yemeden gidersek üzülürdük doğrusu. Özel Hatay künefe peyniriyle yapılan -uzunca esneyen- çıtır çıtır künefeyi mideye indirdik. Künefeden sonra gelen Türk kahvesi teklifini ise kahvesiz de olmaz, diyerek kabul ettik.
Her şey çok lezzetli ve şahaneydi. Fiyatlarının da çok uçuk olmaması bizi kendine daha da çok bağladı. Öğrencinin de gidip rahatlıkla yemek yiyebileceği bir mekan olmuş. Ayrılırken çok memnun ve “Bi’ daha ne zaman gelsek?” diye sorarken bulduk kendimizi.
Puanlama yapmak gerekirse:
Lezzet:5/5
Fiyat/Kalite:5/5
Ambiyans:4/5
Adres: 1. Cadde No:41/A Balgat, Ankara Tel: 0312 220 2043
Doğa Yalçın