Her ne kadar geç kalmış bir yazı olsa da heyecanını hiç kaybetmeden deneyimlenen ve damakta bıraktığı tadı aylar sonra bile koruyan bir tadım etkinliğini anlatıyor yazım. Katılmış olanlar anlamıştır zaten: D’lish Cupcake tadımı!
Etkinlik duyurulduğu andan itibaren herkesi bir enerji sarmıştı, etkinlik gününde tiyatro oyununa bilet almış olduğu için ağlayan arkadaşım da var, ertesi günkü sınavını riske edip gelmeyi kafasına koyan da. Kontenjana yerleşen kişiler olarak yaşadığımız mutluluk bambaşkaydı ama. Sanki daha önce hiç tatlı yememişiz gibi konuştuk D’lish’i etkinlikten önce günler boyunca.
Etkinlik günü gruplar halinde toplanıldı ve herkesin konuştuğu şey tadımda tıkanmamak için kimsenin doğru düzgün bir öğle yemeği yememiş olduğuydu. O kadar istekliydi ki herkes, metroyla Kızılay’a giderken biri ayağına mı basmış üstüne mi çıkmış kimsenin umrunda değildi. Akıldaki, kalpteki tek şey vanilya kremasıydı
Sonunda vardığımızda herkesin içini bir sıcaklık kapladı. Çalışanlar size müşteri değil misafir olduğunuzu hissettiriyordu. Ortam sanki yıllardır her gün geliyormuşuzcasına tanıdık ve yakındı. Ve herkesin kafasında tek bir soru: “Acaba hangi çesiti tadacağız?” Biz tamamen cupcakelere odaklanmışken gelen kahve ve çay ikramı bonustu. Herkes gelene kadar içilen filtre kahve ve çaylar o soğuk havada yürüdükten sonra öyle güzel gelmişti ki diyetteyseniz bile kahve içmeye gidilecek yer, mutlu hissettiriyor insanı.

Herkesin kafasındaki soruya cevap olmuşçasına cupcake servisleri başladı. Kişi başı dört mini cupcake, dört farklı çeşitten deneme şansı. Naneli, beyaz çikolatalı, limonlu, sprinkles, orman meyveli (Offf yazının başına oturmak hataydı belki de yanımda bir cupcake yokken. İştahıma hakim olup yazmaya devam ediyorum). Cupcake’in tek bir kötü yanı var, görünüşü o kadar güzel oluyor ki yemeye kıyamıyorsunuz başta. Neyse biz o görselliği fotoğraflarda yaşatmaya karar verip bitmesin hemen diye yavaş yavaş yedik. Bir yandan da herkesin dilinde bir sonraki günkü cupcake tadımının iptal olduğunu söyleyip bu cennete yeniden gelmek vardı; ama ardından gelecek şeyi bilseydik buna gerek olmadığını anlardık: masa dolusu Red velvet, Elmo, frappuccinolu, karamelli, Oreo, naneli ve daha nicesi… Evet sadece erkeğin değil kadının da kalbine giden yol da midesinden geçermiş bunu anladım o sırada. Bir yandan her çeşidi istiyorduk bir yandan da midemizde yer olmadığının farkındaydık. Hemen elinizin uzanacağı yerde o kadar çok çeşit cupcake durduğu halde onların hepsini yiyemeyecek olmanız belki de işkence. Sonunda (oralarda biraz tatlı sarhoşluğu hakimdi üzerimize tam hatırlamıyorum) cupcakeler bitip mideler sıvazlanmaya başladığında birkaç grup fotoğrafıyla noktalayıp dönmeye karar verdik.
Tabii dönüş sandığımızdan çok daha az soğuk ve kısa oldu. Kan şekerimiz o kadar yükselmişti ki bir kısmımız neredeyse koşuyordu, taksiyle dönmeyi düşünenlerimiz bile vazgeçti. Üstgeçit merdivenleri 20 saniyede çıkılıyordu. Tabii gelmeyi çok isteyip gelememiş arkadaşlarımızı unutmamıştık. Okula döndüğümüzde onların hediye cupcakeleri verildi, D’lish’ten denediğimiz cupcakelere tiramisulu da eklendi. Sonunda bu tadıma gelen toplam 24 kişinin aklında, dilinde ve damağında D’lish’in enfes cupcakeleri kaldı.
Daha önce ve sonra başka çeşitlerini de denedim. Bizim gibi sıfırdan denemek istiyorsanız sizin seçiminiz; ama önden biraz bilgi almak isterseniz spoiler veriyorum.
………………spoiler…………….
Sprinkles, beyaz çikolatalı ve çikolatalı frosting oldukça lezzetli ama meyveli frostingleriyle karşılaştırılamaz. Naneli ve limonlu favorim; ancak orman meyveli doğal olarak diğer meyvelilerden bir tık ağır oluyor – ki yine de oldukça hafif.
Ben hindistan cevizinden hoşlanmadığım için denemedim ama tadına bakan herkes aşık oldu. Bir deneyin derim.
Tam boy cupcakelerin dolguları özellikle harika, çikolatalısı en başarılısı.
Kekler oldukça hafif, yedikçe yiyorsunuz.
Filtre kahve ve çayın yanında gelen kurabiyeler enfes ama sormayın tarifini vermiyorlar.
Ege Naz Özer
Peki diğer arkadaşlarımız ne dedi ¿
“D’lish açısından da güzel geçti kanımca. Dört tane küçük diye gittik; ancak masaya gelen tam boy cupcakeler ve küçük kurabiyeler de çok hoştu.”
Ülkü Baturoğlu
“Sunum ve hizmetten baslamak istedim çünkü mükemmellerdi. İkram konusunda gerçekten çok cömert davrandılar, içeceklerin de buna dahil olması cabası 😀 Cupcakelere gelirsek kek hamurları gayet güzeldi; ancak içlerindeki dolgu kreması sanki çikolata sosu ve türevleri gibiydi yani baya akışkandı hatta keserken aktı gitti gibi bir şey 😀
Berina Kılıçarslan
“İşletmeciler çok ilgiliydiler, fazladan bir sürü cupcake getirdiler;benim favorilerim çilekli ve limonluydu; ama içinde milkshake olanlar bir süre sonra fazla kremalı geldi ama genel olarak güzeldi 🙂 “
Ezgi Yıldız
“Kapıdan girer girmez sıcacık ortamıyla cupcakelerin tatlılığını daha yemeden hissettiriyor! “
Berfin Cevizci
“Tatları inanılmaz güzeldi favorim frambuazlı olan, aslında yanında verdikleri her şey güzeldi -Küçük küçük kurabiyeler mesela-.”
Tuğçe Merve Göç
“‘Tatlı komasına girmeden atlatırız umarım’ düşünceleriyle gittiğimiz D’lish Cupcake’te dünyanın belki de en hafif cupcakeleriyle tanıştık, bolca yememize rağmen en ufak bir pişmanlık hissetmedim 🙂 Diyetini aksatmayanlar için mükemmel bir kaçamak durağı olabilir burası ♥ “
Bahar Evren