Hemen hemen her gün tükettiğimiz, uykumuzu açmaya yardımcı, ders çalışmamızda en iyi arkadaş, kışın içimizi ısıtan, yazın bizi ferahlatan; kısacası bize her zaman eşlik eden sihirli bir içecektir kahve. Peki bu sihirli içeceği hiç Arabica Coffee House’da denediniz mi?
ODTÜ Gastronomi ekibi olarak bu samimi kafede inanılmaz bir kahve deneyimi yaşadık. Bu deneyim esnasında yanımızda olan, gerek sosyal medya ekibine gerek barista ve servis elemanlarına gerekse işletmecilere misafirperverlik ve samimiyetlerinden ötürü teşekkür etmek isteriz.
İçeri girdiğimiz anda bizi karşılayan kahve kokusu, ahşap masaların eşlik ettiği hoş ve farklı ambiyansı, mekandan pişman ayrılmayacağımızı anlamamıza yetti.
Arabica Coffee House Ankara’da 3. Dalga/Akım Kahve, yani üretiminden sunumuna kadar her aşamada nitelikli kahve, akımını benimsemiş ender mekanlardan. Peki nedir bu “dalga/akım” diye soracak olursanız:
- Dalga: Kahvenin ateş üzerinde su ile direkt olarak pişirilmesi.
- Dalga: Espresso makinesi gibi basınçlı kahve makinelerinin bulunması ile kahvenin basınç ve yüksek ısı ile pişirilmesi. Latte, frappuccino gibi farklı sunumlar ile servis edilecek kahvenin keyifle tüketilmesi.
- Dalga: “Ağaçtan Fincana” mottosunu benimseyen kahve evlerinin, farklı demleme metotları eşliğinde kahveyi bir sanat olarak görüp değerini bilerek saygıyla sunması. Kahveyi, yetiştiği yöreyi, aromasını, çekirdek tiplerini ve lezzetini bilmesi. Bu kahvecilerin kendilerine has harmanları bulunur ve farklı kahve çeşitlerini taze taze fincanda veya paket halinde misafirlerine sunarlar.
Gelelim kahvenin tadım kısmına: Bir kısmımızın son zamanlarda aşina olduğu, belki de bir kısmımızın bu yazıyla birlikte tanışacağı bir demleme yöntemi olan Chemex ile başlamak istiyorum. Chemex için ihtiyacınız olan ekipman ve malzemeler; fotoğrafta göreceğiniz Chemex demleme ekipmanı, 50-60 gram kahve, filtre kağıdı ve kullandığınız kahvenin iki katı kadar su (50 gram kahve için 100 ml su). Filtre kağıdını hafifçe ıslatarak yerleştiriyor, Chemex’in içine bu işlem sırasında giren suyu dışarı aktarıyoruz. Ardından gerekli miktardaki kahveyi ekliyoruz. Sonrasında yapmanız gereken tek şey, önceden ısıttığınız suyu daireler çizerek ve bir anda boca etmeden nazikçe dökmek. Bu işlemi 4 dakika boyunca yaparsanız (aralarda 30-45 saniye dinlendirme molası vererek) enfes bir kahve elde etmiş olacaksınız. Bu yöntemi sizler için denedik, sonuç: Mükemmel. Kahve profilindeki alt ve üst notaları ortaya çıkaran bu demleme yöntemini tüm kahve severlerin denemesini şiddetle tavsiye ediyoruz.
Denediğimiz diğer bir demleme yöntemi olan syphonun (sifon) yapılışı ise şu şekildedir; syphon kabının yukarısındaki bölmeye kalın çekilmiş kahveyi, aşağıdaki bölmeye suyu koyup ısıtmaya başlıyoruz. İki bölme arasındaki basınç farkı ile iyice ısınan su yukarı bölmeye yükselerek demlenme işini başlatıyor. Alt bölmede su kalmadığında ısı kesilip demlenen kahve filtreden geçerek aşağı bölmeye iniyor. Alt bölmeye kahve tamamen indiğinde kahveniz servise hazır. Bu yöntem ile hazırlanan kahvenin her yudumu sizi kahvenin yetiştiği o eşsiz arazilerdeki meyveler ve bitkilerle buluşturmada oldukça etkili.
“Kahve hiç tek başına olur mu?” diyenler için Arabica Coffee’ye özgü hamur işi ve tatlılardan bahsetmeden geçmeyelim. Kruvasandan çamfıstıklı pastaya, donutlardan cheesecakelere uzanan çok geniş bir tatlı yelpazesini de tadımladık. Bu tatlıların arasından bizim en çok dikkatimizi çeken “marlenka” oldu. Marlenka, karamelli ve çikolatalı çeşitleri olan çok eski bir Ermeni tarifi. Bu pastanın özelliği ise hiçbir kimyasal katkı maddesi kullanılmadan çok uzun süre boyunca bozulmadan saklanabilmesi. Eğer yolunuz Arabica’ya düşerse bir kahve eşliğinde marlenkanın tadına bakın deriz!
İrem AYDOĞDU